21 yıldır ülkemize her konuda, her türlü zararı veren AKP iktidarının değişmesi, toplumun en büyük dileğidir. Türk halkı, artık AKP iktidarına güvenini yitirmiştir; değişim istemektedir ve muhalefete güven duymayı arzu etmektedir.
Yaklaşık 14 ay önce ana muhalefet partisinin başkanlığında İyi Parti ile oy oranları bindelerle ölçülen, laiklik karşıtı dört küçük parti bir araya gelerek, bir ittifak oluşturmuştur. Oluşturulan bu ittifak, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları için dar kalıp ifadesini kullanarak, 1921 yılının Teşkilatı Esasiye Kanunu’na atıfta bulunmuştu. Zaten sadece bu açıklama bile niyeti anlatmaya yetmişti.
Ancak toplumun AKP’den kurtulmak istemesi, bu yeni kurulan ittifakın her söylemine olumlu bakış getirilmesini sağladı. Öyle ki laiklik karşıtı söylemler bile görülmemeye başladı. Bu şekilde geçen aylar sonucunda 14 Mayıs seçimlerine doğru yol alınmaya başlandı.
Millet ittifakının oy oranı bindelerle ölçülen, laiklik karşıtı dört küçük partinin, CHP listelerinden seçime girmesi kararlaştırıldı. Listeler açıklandığında bilinçli, sorgulayan, düşünen yurttaşlar şok yaşadı. Yüzeysel yurttaşlar, “AKP gitsin de gerisi kolay” mantığıyla hareket ederek, listeleri eleştirenleri karalamaya başladı. Toplumu uyarmak için eleştiri yapanları hainlikle, AKP’ye ve saraya hizmet etmekle suçlayanlar olduğu gibi, terbiye, saygı ve ahlak yoksunu sözlerle hakaret edenler bile oldu.
Bu yüzeysellerin biraz okuyanları “şimdi bunları söyleme zamanı değil, önce AKP’den kurtulalım, 15 Mayıs'tan sonra birlikte çözeriz” demektedir. Bu hataların AKP’ye yaradığını anlayamıyorlar ve bunun sonucunda iktidarı AKP'nin tekrar alacağını görmek istemiyorlar. Bu yüzeyseller, yaşanan olgulara bakmıyor, olayları izlemiyor, araştırmıyor, sorgulamıyor ve okuduğunu anlamak istemiyor. Bunlar kelimenin tam anlamıyla biat etmektedirler.
CHP’nin milletvekili listesinin beklenenin çok altında olduğu görülmüştür. İttifaktan gelenler arasında Fetö bağlantılı olanlar, tarikatçılar, cumhuriyet düşmanları, AKP eski milletvekilleri bulunmaktadır. Rize Ensar Vakfı Başkanı Hasan Karal, adaleti yok eden adalet eski bakanı Sadullah Ergin, Ergenekon-Balyoz iddialarının gerçek olduğunu, bu davaları yeniden açacaklarını söyleyen ve İstiklal Mahkemelerini sorgulayan Mustafa Yeneroğlu, Emine Erdoğan’ın özel kalem eski müdürü Sema Silkin Ün gibi daha birçok şaibeli isim bulunmaktadır. CHP’nin kendi isimlerinde de büyük sıkıntılar vardır: Kemalizm için ırkçılık diyenden, PKK’nin terör örgütü olmadığını savunanlara, PKK terör örgütü ve bebek katilinin başı için övgü düzenlerden, Fetö seviciliği yapanlara kadar, ulusalcılıktan, Atatürk’ten nefret edenler ile yetmez ama evet diyen liboşlar da listede yerini almıştır.
Parlamenter sisteme geçmek için ortak bir ideolojik irade ve uzlaşı gerekir. Cumhur ittifakı ile Millet ittifakının farkının bulunmayacağı milletvekillerinden oluşan bir mecliste, parlamenter sisteme geçmek mümkün değildir. Bu şekilde oluşturulan bir mecliste laiklik karşıtı yasalara onay verileceği açıktır. Böylece TBMM’de, anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmesi ve Türk Milleti ifadesinin kaldırılması da gündeme gelecektir.
Henüz bunun farkında olamayan yüzeyseller ve ufku dar olanlar, sadece AKP nefreti üzerinden yol almaktadırlar. Tam sorgulama yapamayan bazıları da cumhurbaşkanlığında oylarını Kemal Kılıçdaroğlu’na, milletvekili seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) vereceğini söylemektedirler.
TİP’li milletvekillerin bazıları HDP sayesinde TBMM’ye girmiştir. TİP’li milletvekilleri, Finlandiya’nın NATO üyeliğine ‘hayır’ dememek için TBMM’de oturuma katılmadı. TİP programını okumadan oy vermeyi düşünenler için anımsatma yapmak gerekir. TİP programında “anadilde eğitim ve anadilde yaşam hakkını benimser” yazmaktadır. Ayrıca “TİP, Kürt halkının kendi geleceğini ve kaderini belirleme hakkını kabul eder. … Kürt halkının haklı taleplerinin savunulması ve desteklenmesi, Kürt siyasal hareketinin yönelim ve tercihlerinden bağımsız bir ilkedir.” Kürt siyasal hareketi adını verdikleri PKK terör örgütü ve meclisteki temsilcisi HDP’dir. TİP, HDP ile “Emek ve Özgürlük İttifakı” kurarak, 14 Mayıs seçimlerine katılacaktır. Emperyalizmin kucağındaki partilerle seçime katılarak, sahte sosyalizm söylemleriyle, toplum kandırılmak istenmektedir.
“AKP’den daha kötüsü olamaz” diyenler, muhalefetin ulus devleti parçalayıcı, etnikçi, mezhepçi, dinci, Fetö ve PKK terör örgütünü büyüten, emperyalizme destek veren, laiklik karşıtı açıklamalarını görmek istememektedirler. Bunun sıkıntısı daha sonra anlaşılacaktır ama iş, işten geçmiş olacaktır.
Önemli olan AKP iktidarının yerine ülkeyi karanlıktan kurtarıp aydınlığa çıkaracak yeni bir yönetimi, hukuka saygılı, halkçı, devrimci ve Altı Ok programını savunan bir yönetimi üretmektir. Bu, AKP artıklarıyla ve şeriatçılarla yapılamaz. Çare, örgütlü mücadele etmekten geçer; bunun için kararlı ve bilinçli olmak gerekir. 14 Mayıs’a kadar bu gerçekleşemez ama bunun 14 Mayıs’tan sonrası da var. 14 Mayıs seçimi ne kadar önemli olursa olsun, söylenenlerin aksine kesinlikle son seçim değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin son seçimi yoktur, olamaz da; karanlıkları güç birliğiyle aşacağız. Aydınlık günler için umudumuzu hep diri tutarak, “ya istiklal ya ölüm” diyerek, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gibi mücadele edeceğiz ve başaracağız.
Azim ve Karar, 24 Nisan 2023.