9 Temmuz 1961 tarihi, ülkemizin önemli günlerindendir ama önemsenmeyip, unutturulmak istenmektedir. 27 Mayıs 1960 İhtilali sonrasında oluşturulan Kurucu Meclis’in hazırladığı 1961 Anayasası, 9 Temmuz 1961 tarihinde halk oylamasına sunulmuştur.
27 Mayıs 1960 İhtilalini gerçekleştirenler, eylemin yapıldığı gün yeni anayasa çalışmalarına katkı vermek üzere İstanbul ve Ankara Üniversiteleri Hukuk Fakültelerinden akademisyenleri çağırarak işe başlamışlardır. İstanbul’dan gelen yedi akademisyen Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı, Prof. Dr. Ragıp Sarıca, Prof. Dr. Naci Şensoy, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Doç. Dr. İsmet Giritli ile Ankara’dan üç akademisyen Prof. Dr. Muammer Aksoy, Prof. Dr. İlhan Arsel, Prof. Dr. Bahri Savcı’nın katılımıyla yeni anayasa taslağını hazırlamak için komisyon kurulur ve çalışmalar başlatılır.
Ülke yönetimini üstlenen Milli Birlik Komitesi Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel, yeni anayasa taslağı komisyonu üyelerine şöyle demiştir: “Üniversiteye inanıyoruz, hatta inanmakla kalmıyor, iman ediyoruz.” Anayasa taslağını hazırlamak için komisyon başkanlığına getirilen Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, komisyon adına şu açıklamayı yapmıştır: “Bugün içinde bulunduğunuz durumu adi ve siyasi bir hükûmet darbesi saymak doğru değildir.” Bu komisyonun hazırladığı bildiride, siyasal yaşamda hep anımsanması gereken şu önemli tümce yer almıştır: “Bir devlette, hükümet ve onu oluşturan siyasi iktidar, hukuka, adalete, ahlaka ve halkın bütün menfaatine dayanmalıdır.”
Milli Birlik Komitesi (MBK), 13 Aralık 1960 tarihinde “Kurucu Meclis Oluşumu” hakkında yasa çıkarmıştır. Bu yasaya göre Kurucu Meclis, MBK ile Temsilciler Meclisinden oluşturulmuştur. Temsilciler Meclisi’nin 10 üyesi devlet başkanı, 18 üyesi MBK tarafından atanmıştır. Bakanlar Kurulu üyeleri de Temsilciler Meclisi’nin üyesidir. Geri kalan 228 üyenin 75’i illerin, 74’ü siyasi partilerin ve 79’u diğer kuruluşların (Barolar 6, Basın 12, Muharipler Birliği 2, Esnaf Kuruluşları 6, Gençlik Temsilcisi 1, İşçi Sendikaları 6, Odalar 10, Öğretmen Kuruluşları 6, Tarım Kuruluşları 6, Üniversiteler 12, Yargı Organları 12) yaptığı seçim sonucu belirlenmiştir.
6 Ocak 1961 tarihinde açılan Kurucu Meclis’te Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal başkanlığında 20 kişilik Temsilciler Meclisi Anayasa Komisyonu kurularak, yeni anayasa için çalışmalara başlanmıştır. Kurucu Meclis’in yaptığı 1961 Anayasası, 9 Temmuz 1961 tarihinde halk oylamasına sunulmuş ve %61,7 oyla kabul edilmiştir.
1961 Anayasası, sadece Türkiye’de değil, dünyada da en özgürlükçü anayasalardan biri olarak tarihte yerini almıştır. Dünya çapında anayasa hukuku üzerinde isim yapmış önemli hukukçular ve siyaset bilimciler 1961 Anayasası’nın, Türklerin yaptığı en ilerici, en demokratik, hukuk devletine bağlı, çağdaş ve özgürlükçü bir anayasa olduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır.
1961 Anayasası ile birçok yeni kurum ve kuruluş oluşturulmuş, devlet ve topluma yeni ilkeler ve değerler kazandırılmıştır. 1961 Anayasası ile laik devlet yapısına sosyal devlet ve hukuk devleti kavramları girmiştir. Bu çağdaş anayasa ile ülkemizde ilk kez Anayasa Mahkemesi kurularak, yasaların anayasaya uygunluğu denetlenerek, anayasa ihlalleri yapılmasının önüne geçilmiştir. Cumhuriyet Senatosu kurularak, çift meclis ile yasama yetkisi daha demokratik hale getirilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu, Devlet Personel Dairesi, Türk Standartları Enstitüsü, Basın İlan Kurumu, Ordu Yardımlaşma Kurumu gibi kurulan yeni kurumlar, amaçları doğrultusunda verimli çalışmalarıyla toplumsal düzenlemelere önemli katkılarda bulunmuştur. 1961 Anayasası’yla bağımsız yargı ve hakim güvencesini sağlayacak Yüksek Hakimler Kurulu oluşturulmuş, sosyal devlet, sendikal haklar, grev ve toplu sözleşme hakkı kurumlaştırılmış, üniversitelere ve TRT’ye özerklik sağlanmıştır. Sosyal güvenlik hakkı, idare işlemlerine yargı yolunun açılması, seçimlerde hakim güvencesi gibi haklar kazandırılmıştır. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Yasası, Basın-Fikir İşçileri Yasası, Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası, Gelir Vergisi Yasası İlköğretim ve Eğitim Yasası, ortaöğretimde bilim insanı yetiştirmek için Fen Liselerinin açılması, Üniversitelerde uzaktan eğitim açılabilmesi gibi yeni düzenlemeler yapılarak demokratik yaşam sosyal ve hukuk devleti ilkeleriyle bütünleştirilmiştir. Ülkemize çağdaş, ilerici ve ışıltılı bir anayasa armağan eden 27 Mayıs 1960 Devrimi, 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamı ile toplumun, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan büyük gelişmeler göstermesine katkı sağlamıştır.
Bugün 1961 Anayasası yerine 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununa sarılanların olduğu görülmektedir. Günümüzde 1961 Anayasası’nı anlayamayan bazı aydınımsı insan taklitleri, 27 Mayıs’ı karalama kampanyasına katılmakta ve “darbe” demektedirler. Askeri harekâtlar, topluma olumlu getirileri ya da olumsuz götürüleriyle önem kazanır. Devrim ya da darbe oldukları da ancak bu şekilde belirlenir.
27 Mayıs 1960 Devrimi, gerek toplumsal dayanakları, gerekse yaratılan çağdaş ve devrimci anayasası ile baskıcı 12 Mart 1971 muhtırası ve devrim karşıtı 12 Eylül 1980 darbesi ile karşılaştırılamaz. Askeri ve günümüzdeki gibi sivil darbe ya da yönetime müdahaleler yaşanmaması, hukuk devleti ve demokrasinin hiçbir biçimde kesintiye uğramaması için, ülkeyi yöneten sivil iktidarların hukuk devleti ilkelerine bağlı kalarak, gerçek demokrasiyi etkin hale getirmeleri gerekir. Gerçek demokrasiyi yok eden darbelerin her türlüsüne, etkin olarak her zaman ve her koşulda karşı konulmalıdır. Sivil yönetimler demokrasiyi benimsedikleri ve hukuk ilkelerine bağlı kaldıkları zaman, darbe ortamının yaşanmadığı herkes tarafından görülecektir.
Kabul edilişinin 62. yılında ülkemizin büyük onuru ve gurur abidesi 1961 Anayasası’nın oluşumuna katkı sunanları, destek verenleri özlem ve şükranla anıyor, teşekkür ediyoruz.
Azim ve Karar, 10 Temmuz 2023.