Kalitesiz inşaatlar, öngörüsüz yerleşim planları, muazzam iç göç dalgalarının yarattığı sıkışıklık , alüvyonlu ovalara ve tarım arazilerine verilen iskan izinleri gibi temel nedenler yüzünden birçok kent zaten çökme noktasına gelmişti ! 1999 Kocaeli depremi ve sonrasında ki depremlerin sonuçları üzerinden sağlıklı bir özeleştiri vermeden yoluna devam eden çapulcu kapitalizm, Maraş ve Hatay'da binlerce can'ın kaybına neden oldu !
Batı Marmara (İstanbul), Ege (İzmir) ve Bingöl( Karlıova) gibi yerlerde olacağı muhtemel olan yıkıcı depremler ile ilgili olarak alınması gereken önlemler konusunda ise oldukça geç kalındığı görüldü.Konunun uzmanlarının ve üniversitelerin anlatım ve uyarılarının iktidar erki tarafından ne derece dikkate alınacağını kısa bir süre de göreceğiz !
Kapitalizmin "ucuz işgücü" talebi, şehirlere olan göçün en önemli nedenidir. İmar mevzuatlarına aykırı oluşan çarpık yapılaşma ile , rant düzeninin abideleri olan fütursuz dikey yapılaşma , kentlerin intiharına yol açan temel nedenlerdir ! Su toplama havzalarına, tarım arazilerine dönük "gayrı resmi" iskan politikaları ve imar barışı vergilendirmeleri kentlerin kollarını ve akciğerlerini kesen ve yok eden temel nedenlerdir !
"Kent tasarımları" diye bize anlatılan masal ; bir büyük tarihin, doğa'nın , kent kimliğinin ve tecrübe birikiminin fütursuzca yağmalanmasının kendisidir ! Kentlerin doğal afetlerden önceki düşmanı ; rant sisteminin kokuşmuşluğu ve kleptokrat bürokrasidir ! Merkezi yönetim ya da yerel yönetim düzeylerinde kendine yer yapmış menfaat şebekeleridir !
Birçok kent aslında depremlerden önce ölmüştü ! 6 Şubat 2023 , bu durumun oldukça ağır bir bedelle ortaya çıkmasından başka bir şey değildir ! Kentlerin taşınması ve yeniden imarı kapitalizm şartlarında sağlıklı olamaz ! Japonya örneğini verenler , Kobe depremi karşısında Japon kapitalizminin nasıl çaresiz kaldığına bir baksınlar !..
İnsanları balık istifi gibi kentlere yığarsanız, kentin hen metre karesini ranta tahvil ederseniz, gürültü, hava kirliliği, trafik sıkışıklığı yüzünden insanları canından bezdirirseniz, önlenemeyen suç trendleri yüzünden korku ve kaygıyı egemen kılarsanız, birbirini tanımayan insanları amaçsız ve şuursuz bir şekilde kendi alışveriş mabedlerinize muhtaç ve mahkum ederseniz,
sonuç olarak kentler intihar eder işte !
Kentleri ; rant alanı değil "ikametgah alanı" olarak gören, tarihi kimliğine saygı gösteren, doğa'nın programlandığı değil-doğa tarafından kucaklanan bir bakış açısını esas alan yegane ÇİZGİ ,kentleşme açısından önümüzde ki yılların son şansı olacaktır !..
DOĞA'NIN SARMALADIĞI GÜVENLİ KENTLERİ YENİDEN İNŞA ETMEK ; "SERVET HIRSINDAN" AZADE OLMUŞ , BİLİNCİNİ SEVGİ VE MERHAMET OKYANUSLARINDA YIKAMIŞ YİĞİT KİŞİLİKLERİN GÖREVİ OLACAKTIR !