Yaşar Geler
Köşe Yazarı
Yaşar Geler
 

Âşık Şenlik mi? O da kim?

Evet, Âşık Şenlik kim? diye sorduğumuzda aklıma ilk gelen şey; O da kim? O tanıtamadığımız ama gerçekte ulusal değeri olan hatta uluslararası değeri olan, marka bir isim. O bir halk âşığı, o bir hak âşığı, o bir kahraman, o bir örgütleyici ve itici güç, o bir vatanperver. Yetmez mi? Peki, bu kadar özelliği olan bir insanı biz yöre halkı hatta ailesi tam olarak değer verebilmiş ya da tanıtabilmiş miyiz? Kocaman bir hayır. Ben yine de kısaca hayat hikayesinden bahsedeyim. Çünkü onu tanımaya ve tanıtmaya ihtiyacımız var. Birazdan aşağıda bahsedeceğim benzer değerler de var. Ama o değerlerin sahibi var. O değerleri ülke kabullenmiş herkes onların gününde neredeyse tüm devlet oralara, o illere akın ediyor. Onlara değer veriyor. Şimdi gelelim Âşık Şenlik’e. Çıldır tarihinin en önemli kültür ve kahramanlık figürlerinden bir kişiliktir Aşık Şenlik. Âşık Şenlik’i anlamak ve tanımak için biraz okumak, biraz da araştırma yapmak gerek. Ben de öyle yaptım ve öncelikle adına yazılmış eserleri okumaya çalıştım, yörenin ozanlarının (özellikle de Ozan Yener Yılmazoğlu’nun anlatımlarını) anlatımlarını dinledim. Yani araştırma yapmadan kişiyi doğru anlatabilmek mümkün değildir. Çünkü, yazmış olduğumuz eserler gelecek nesillere ışık ve yol gösterici olacaktır.      Şimdi doğal olarak Âşık Şenlik’in yaşam hikâyesinden başlayalım. Bu anlatıma kaynak olan da Karslı hemşerimiz Edebiyatçı Prof. Dr. Ensar Aslan’ın “Çıldırlı Âşık Şenlik” eserinden yararlandım.       Âşık Şenlik, 1233/1850 yılının yaz aylarında Çıldır’ın Suhara (Yakınsu/Aşık Şenlik) köyünde doğmuştur. Babası, (o zamanlar sülalelerle anılırmış aileler) köyün yerli halkından Kadirgillerin Molla Kadir’dir. Çiftçi ve orta gelirli bir ailenin reisidir. Kadir efendi, özellikle kümes hayvanlarına çok meraklı bir köylüdür. O kümes hayvanları ki şimdilerde özellikle kaz yetiştiriciliği ve ticareti bölgenin en önemli yemek kültürü ve ekonomik girdi sağlayan bir hayvancılık kolu olmuştur. Şenlik’in annesi Zeliha Hanım, o zamanın şartlarında okuma yazma bilen, zeki, görgülü ve bilgili bir kadınmış. Molla Kadir, bir gün sabah namazını kıldıktan sonra evine dönerken evinin kapısında köyün ebesi tarafından karşılanır ve o güzelim müjdeli haberi verir. “Gözün aydın Kadir Efendi, bir oğlun oldu.” der. Ve yaşam hikayesi devam eder. Ancak ben birazcık özet geçeceğim. Detaylarını Ekim 2023’ te çıkaracağım ’’bana Çıldır’ı anlat 2 Âşık Şenlik’’ kitabımda anlatıyorum. … … Şenlik, zamanında ve kendinden sonra gelen birçok şaire de ilham kaynağı olmuştur. Zülali, Hıfzi, Müdami, Nihani, Ozani, Sümmani, Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Sabri Şimşekoğlu, Bayram Denizoğlu, Yener Yılmazoğlu ve daha birçok ozan. Âşık Şenlik, önemli bir vatanseverdir. Yurt ve ulus üzerine çokça şiir söylemiştir. Ancak, en önemli ve güncel Koçaklamasını 93 harbi dediğimiz 1877-1878 Türk-Rus Savaşları sırasında tutsaklık, esaret, acı, kin ve öç alma duygularını dile getirmek üzere söylediği 93 KOÇAKLAMASI şiiridir: Şenlik bu şiirinde bakalım ne diyor: Ehli İslam olan işitsin bilsin Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana İster Uruset ne ki var gelsin Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana Şenlik, ne durursuz atlara binin Sıyra kılıç düşman üstüne dönün Doğacaktır şanı bu Al Osman’ın Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana. Diyerek Ruslara karşı bir baş kaldırıyı örgütlemiştir. İşte, kısaca Âşık Şenlik’i böyle tanıyabiliriz. Ömrü mücadele etmekle geçen Şenlik, aslında çok erken yaşta vefat etmiştir. 1913 yılında Revan Hanlarından birinin oğlunun düğünü vardır. O zaman ki geleneklere göre de düğünlerde ‘aşıklar bulunur saz çalar, türkü söyler ve bildikleri hikayeleri anlatırlar. Bu düğüne katılanlardan birisi de Âşık Şenlik’in öğrencisi olan Bala Memmet’tir. Bala Memmet bu düğünde bir hikâye anlatır ve birinci olur. Bunun üzerine bu hikâyenin kime ait olduğunu öğrenmek isterler ve baskı yaparlar. O da bu hikâyenin Âşık Şenlik’e ait olduğunu söyler.      Bunun üzerine Âşık Şenlik’i Revan’a getirmesi için bir aylık bir süre verirler. Bala Memmet durumu Âşık Şenlik’e anlatır. O da kabul eder ve Revan’a yolcu olmaya başlarlar ve Revan’a varırlar. Ne yazık ki bir komploya kurban gidecektir. Ondan çekinen diğer tüm ‘aşıkları yener. Buna içerleyen ve itibarları düşen diğer Hanlar ve âşıklar bu Osmanlı Âşığının yemeğine zehir koydurarak onu zehirlerler.      Kısa sürede sağlığı bozulan Âşık Şenlik Çıldır’a dönmeye başlar. Yolda iyice kötüleşen Şenlik, Arpaçay’ın Dalaver köyünde öküz kağnısı üzerinde ölür. Cenazesi Suhara’ya getirilen Şenlik’in mezarı Çıldır’ın Suhara şimdiki adı önce Yakınsu sonra da Âşık Şenlik olarak değiştirilen yerdedir. Ayrıca mezarı bir anıtmezara dönüştürülmüştür. Peki, şimdi ülkemizin iki değerinden daha söz edeceğim: Birincisi hacı Bektaş-ı Veli. 1209 Nişabur’da doğar, 1271 Nevşehir’de ölür. Mistik, Seyyid, Mutasavvıf, Âlim ve İslam Filozofu, Alevi-Bektâşilik’in fikir ve isim öncülerindendir. İkincisi ise, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, 30 Eylül 1207 de Belh/Afganistan’da doğmuş, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefat etmiştir. 13. Yüzyılda Anadolu’da yaşamış bir Fars tasavvufçu, ilahiyatçı ve Sufi bir mistik şairdir. Şimdi diyeceğim o ki, bu iki değerin doğum ve ölüm yılları anmalarında neredeyse ülkenin en üstten en alt tabakasına kadar tüm devlet o alanlarda olurken, halk ve çevreleri bunları böyle sahiplenip yüceltirken bizler Âşık Şenlik için ne yapıyoruz? Bırakın devleti yönetenleri ya da ülke insanlarını kendi Ardahan ve Çıldır insanı hatta kamu gücü dahi oralı olmuyor ve sahiplenmiyor. Sadece bir yaz festivalinde eğlence arasına sıkıştırılmış bir dua okumaktan öteye gidemiyoruz. Yaşam dönemleri hemen hemen aynı zaman sürecine denk gelen bu üç değerden ikisi ülke genelinde kopan insan seliyle anılırken üçüncü değerin esamesi bile okunmuyor. O zaman hadi bakalım Ardahan/Çıldır kamusu, yerel yönetimi, STK’ları, dernekleri, vakıfları, ailesi, yığın halk kitleleri bu yıldan tezi yok ülke çapında kutlama/anma vb. etkinlikleri yapalım ve devlet yönetimini gerekirse kamuoyu baskısıyla Çıldır’a Ardahan’a dökelim. Buna rağmen başarısız da olursak ilgililere gelecek dönemlerdeki seçim süreçlerinde gerekli cezayı hep birlikte keselim.
Ekleme Tarihi: 22 Ağustos 2023 - Salı

Âşık Şenlik mi? O da kim?

Evet, Âşık Şenlik kim? diye sorduğumuzda aklıma ilk gelen şey; O da kim? O tanıtamadığımız ama gerçekte ulusal değeri olan hatta uluslararası değeri olan, marka bir isim. O bir halk âşığı, o bir hak âşığı, o bir kahraman, o bir örgütleyici ve itici güç, o bir vatanperver. Yetmez mi?

Peki, bu kadar özelliği olan bir insanı biz yöre halkı hatta ailesi tam olarak değer verebilmiş ya da tanıtabilmiş miyiz? Kocaman bir hayır. Ben yine de kısaca hayat hikayesinden bahsedeyim. Çünkü onu tanımaya ve tanıtmaya ihtiyacımız var. Birazdan aşağıda bahsedeceğim benzer değerler de var. Ama o değerlerin sahibi var. O değerleri ülke kabullenmiş herkes onların gününde neredeyse tüm devlet oralara, o illere akın ediyor. Onlara değer veriyor.

Şimdi gelelim Âşık Şenlik’e. Çıldır tarihinin en önemli kültür ve kahramanlık figürlerinden bir kişiliktir Aşık Şenlik. Âşık Şenlik’i anlamak ve tanımak için biraz okumak, biraz da araştırma yapmak gerek. Ben de öyle yaptım ve öncelikle adına yazılmış eserleri okumaya çalıştım, yörenin ozanlarının (özellikle de Ozan Yener Yılmazoğlu’nun anlatımlarını) anlatımlarını dinledim. Yani araştırma yapmadan kişiyi doğru anlatabilmek mümkün değildir. Çünkü, yazmış olduğumuz eserler gelecek nesillere ışık ve yol gösterici olacaktır.

     Şimdi doğal olarak Âşık Şenlik’in yaşam hikâyesinden başlayalım. Bu anlatıma kaynak olan da Karslı hemşerimiz Edebiyatçı Prof. Dr. Ensar Aslan’ın “Çıldırlı Âşık Şenlik” eserinden yararlandım.

      Âşık Şenlik, 1233/1850 yılının yaz aylarında Çıldır’ın Suhara (Yakınsu/Aşık Şenlik) köyünde doğmuştur. Babası, (o zamanlar sülalelerle anılırmış aileler) köyün yerli halkından Kadirgillerin Molla Kadir’dir. Çiftçi ve orta gelirli bir ailenin reisidir. Kadir efendi, özellikle kümes hayvanlarına çok meraklı bir köylüdür. O kümes hayvanları ki şimdilerde özellikle kaz yetiştiriciliği ve ticareti bölgenin en önemli yemek kültürü ve ekonomik girdi sağlayan bir hayvancılık kolu olmuştur. Şenlik’in annesi Zeliha Hanım, o zamanın şartlarında okuma yazma bilen, zeki, görgülü ve bilgili bir kadınmış.

Molla Kadir, bir gün sabah namazını kıldıktan sonra evine dönerken evinin kapısında köyün ebesi tarafından karşılanır ve o güzelim müjdeli haberi verir. “Gözün aydın Kadir Efendi, bir oğlun oldu.” der. Ve yaşam hikayesi devam eder. Ancak ben birazcık özet geçeceğim. Detaylarını Ekim 2023’ te çıkaracağım ’’bana Çıldır’ı anlat 2 Âşık Şenlik’’ kitabımda anlatıyorum.

… …

Şenlik, zamanında ve kendinden sonra gelen birçok şaire de ilham kaynağı olmuştur. Zülali, Hıfzi, Müdami, Nihani, Ozani, Sümmani, Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Sabri Şimşekoğlu, Bayram Denizoğlu, Yener Yılmazoğlu ve daha birçok ozan.

Âşık Şenlik, önemli bir vatanseverdir. Yurt ve ulus üzerine çokça şiir söylemiştir. Ancak, en önemli ve güncel Koçaklamasını 93 harbi dediğimiz 1877-1878 Türk-Rus Savaşları sırasında tutsaklık, esaret, acı, kin ve öç alma duygularını dile getirmek üzere söylediği 93 KOÇAKLAMASI şiiridir: Şenlik bu şiirinde bakalım ne diyor:

Ehli İslam olan işitsin bilsin

Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana

İster Uruset ne ki var gelsin

Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana

Şenlik, ne durursuz atlara binin

Sıyra kılıç düşman üstüne dönün

Doğacaktır şanı bu Al Osman’ın

Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana.

Diyerek Ruslara karşı bir baş kaldırıyı örgütlemiştir. İşte, kısaca Âşık Şenlik’i böyle tanıyabiliriz. Ömrü mücadele etmekle geçen Şenlik, aslında çok erken yaşta vefat etmiştir. 1913 yılında Revan Hanlarından birinin oğlunun düğünü vardır. O zaman ki geleneklere göre de düğünlerde ‘aşıklar bulunur saz çalar, türkü söyler ve bildikleri hikayeleri anlatırlar. Bu düğüne katılanlardan birisi de Âşık Şenlik’in öğrencisi olan Bala Memmet’tir. Bala Memmet bu düğünde bir hikâye anlatır ve birinci olur. Bunun üzerine bu hikâyenin kime ait olduğunu öğrenmek isterler ve baskı yaparlar. O da bu hikâyenin Âşık Şenlik’e ait olduğunu söyler.

     Bunun üzerine Âşık Şenlik’i Revan’a getirmesi için bir aylık bir süre verirler. Bala Memmet durumu Âşık Şenlik’e anlatır. O da kabul eder ve Revan’a yolcu olmaya başlarlar ve Revan’a varırlar. Ne yazık ki bir komploya kurban gidecektir. Ondan çekinen diğer tüm ‘aşıkları yener. Buna içerleyen ve itibarları düşen diğer Hanlar ve âşıklar bu Osmanlı Âşığının yemeğine zehir koydurarak onu zehirlerler.

     Kısa sürede sağlığı bozulan Âşık Şenlik Çıldır’a dönmeye başlar. Yolda iyice kötüleşen Şenlik, Arpaçay’ın Dalaver köyünde öküz kağnısı üzerinde ölür. Cenazesi Suhara’ya getirilen Şenlik’in mezarı Çıldır’ın Suhara şimdiki adı önce Yakınsu sonra da Âşık Şenlik olarak değiştirilen yerdedir. Ayrıca mezarı bir anıtmezara dönüştürülmüştür.

Peki, şimdi ülkemizin iki değerinden daha söz edeceğim:

Birincisi hacı Bektaş-ı Veli. 1209 Nişabur’da doğar, 1271 Nevşehir’de ölür. Mistik, Seyyid, Mutasavvıf, Âlim ve İslam Filozofu, Alevi-Bektâşilik’in fikir ve isim öncülerindendir.

İkincisi ise, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, 30 Eylül 1207 de Belh/Afganistan’da doğmuş, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefat etmiştir. 13. Yüzyılda Anadolu’da yaşamış bir Fars tasavvufçu, ilahiyatçı ve Sufi bir mistik şairdir.

Şimdi diyeceğim o ki, bu iki değerin doğum ve ölüm yılları anmalarında neredeyse ülkenin en üstten en alt tabakasına kadar tüm devlet o alanlarda olurken, halk ve çevreleri bunları böyle sahiplenip yüceltirken bizler Âşık Şenlik için ne yapıyoruz? Bırakın devleti yönetenleri ya da ülke insanlarını kendi Ardahan ve Çıldır insanı hatta kamu gücü dahi oralı olmuyor ve sahiplenmiyor. Sadece bir yaz festivalinde eğlence arasına sıkıştırılmış bir dua okumaktan öteye gidemiyoruz.

Yaşam dönemleri hemen hemen aynı zaman sürecine denk gelen bu üç değerden ikisi ülke genelinde kopan insan seliyle anılırken üçüncü değerin esamesi bile okunmuyor. O zaman hadi bakalım Ardahan/Çıldır kamusu, yerel yönetimi, STK’ları, dernekleri, vakıfları, ailesi, yığın halk kitleleri bu yıldan tezi yok ülke çapında kutlama/anma vb. etkinlikleri yapalım ve devlet yönetimini gerekirse kamuoyu baskısıyla Çıldır’a Ardahan’a dökelim. Buna rağmen başarısız da olursak ilgililere gelecek dönemlerdeki seçim süreçlerinde gerekli cezayı hep birlikte keselim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marmaracagdas.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
.com/890.js">

deneme bonusu veren siteler 2023 bahis siteleri deneme bonusu veren siteler

siyahbet