Ne kadar asil bir milletiz!
Ne vakur bir duruşumuz var!
Nerede bir sıkıntılı durum olsa hemen omuz omuza verir o sıkıntıyı aşmaya çalışırız.
On ilin, on üç milyon insanın yaşadığı, kırk bini geçen ölüm, yüz bini geçen yaralı, yıkılan binlerce ev ve işyeri.
Buna karşılık tek yürek olan seksen dört milyon insan.
Muhteşem bir dayanışma ruhu olsa gerek.
Yüz yıllardır süregelen bir dayanışma kültürümüz var.
Sıkıntı anında kimse senin dinine, imanına, siyasetine, diline, ırkına, mezhebine şekline, şimaline bakmaz.
Sıkıntı anında ben bunu tanıyorum, şunu tanımıyorum diye düşünmez.
Kendimi bildim bileli, bu ülkede çok çeşitli etnik unsurlardan, dinlerden, ırklardan, mezheplerden ve kültürlerden insanlar bir arada yaşıyorlar.
Bence kimsenin kimseden bir sıkıntısı ve çekincesi de yoktur.
Çünkü, bu insanlar yüz yıllardır bir arada yaşama kültürü oluşturmuşlardır.
Türkü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si sen ben demeden varlıkta ve yoklukta, savaşta ve barışta hep bir olmuş, omuz omuza verip vatan için savaşmış hatta şehit olmuşlardır. Yer yüzünde böyle bir başka millet daha var mı bilmiyorum?
Kurtuluş Savaşı’nı bu dayanışma ruhuyla kazanmışız.
Geçmişlerle birlikte 1999 depremini bu şekilde göğüslemişiz.
Şimdi 2023 depreminde yine olağan üstü bir dayanışma kültürü ile gidermeye çalışıyoruz.
Öyle bir halkız ki, herkes kendisine yakın hissettiği bir yerle dirsek temasıyla o sıkıntılı bölgenin sorununu çözmeye çalışıyor.
Kimi Kızılay’la kimi AFAD’ la, kimi AHBAP’ la kimi eşiyle-dostuyla kimi de bireysel kendi gücüyle ama hepsinin amacı tek bir yere hizmet etmek için yarışıyor olmaları. Bundan daha güzel ne olabilir ki?
Bundan daha verimli olabilir ki?
Amaç gittiğimiz yer, fakat gittiğimiz yol farklı.
Amaca ulaşmak için meşru olan her yol mübahtır.
Tabi ki ve altını çizerek söylüyorum MEŞRU OLAN her yol.
Gayri meşru yollara sapmak amaca hizmet değil, amacı baltalamak olur. İşte, bu meşru yolu ve halk dayanışmasını bu deprem felaketinde gördük ve bir kez daha deneyimlemiş olduk. Bir halkı özgür kıldığınız sürece halk doğru yolu bulacaktır.
Şu son felakette gördük ki, kimse ölenlerin şusuna busuna bakmadı.
Kimse yaralananlara kimsin, necisin diye sormadı.
Kaldı ki dini, dili, ırkı, mezhebi, inancı bize hiç mi hiç uymayan milletler yardımımıza koştu.
Bizim de onlara koştuğumuz gibi.
Umuyor ve diliyorum ki bu halk dayanışması böylece sürüp gider.
Kirli çıkar çatışmalarına ve basit siyasi çekişmelere ve tartışmalarına alet ve kurban edilmezler.
Yaşar GELER